Çene Cerrahisi
1. Alt Çene Geriliği
Tıp dilinde retrognati inferior olarak ifade edilen alt çene geriliği farklı birçok sebebe bağlı olarak gelişebilmektedir. Alt çene geriliği ile ilgili olarak uzman hekim tarafından teşhisin konulması ile beraber ortodontik uygulamalar ve cerrahi işlemlerden yararlanılarak çözüme ulaşılır.
Alt çene geriliği teşhisi işlemlerinde görsel muayeneden yararlanılmanın yanı sıra asıl önemli olan hastalığın nedenlerinin ve şiddetin belirlenmesi de önemlidir.
Görselde her ne kadar alt çene geriliği olarak teşhis konulsa da görselin oluşmasında etkili olan üst çenenin fazla gelişimi de söz konusu olmaktadır.
Alt çene geriliği teşhisinde öncelikle gerekli tüm filmlerin çekilmesi gerekir. Filmin yanı sıra alçı modeli alınır. İşlemlerin sonrasında ise ektraoral muayene edilir.
Çenenin ileri ya da geriliği durumunun gerekli olan tüm muayene, test ve filmler ile belirlenmesi sonrasında tedavi için gerekli olan adımlarda konusunda uzman olan hekim tarafından gerçekleştirilir.
Alt Çene Geriliği Nasıl Tedavi Edilir?
Alt çene geriliği farklı nedenlere bağlı olarak yaşanabilir. Bebeklik ya da çocukluk dönemlerinde yaşanabilecek olan travmalar, doğum sırasında yaşanan durumlar, ileri ki yaşlarda görülen sorunlar ya da genetik durumlar gibi nedenler alt çenede geriliğin oluşmasına etki edebilmektedir.
Görsel olarak belirgin olan bu sorunun öncelikle sebeplerinin belirlenmesi gerekir Alt çene geriliğinin nedenlerinin detaylı olarak araştırılarak sorunun kaynağına inilmesi gerekli olan müdahale için önemlidir.
Alt çene geriliği tedavisi işlemlerinde sorunun nedenlerinin saptanması akabinde ise şiddetinin bilinmesi önem taşır. Hastalığın evresi yaşanan sorunun detayları hekim tarafından yapılacak olan muayyenin yanı sıra testler ve film çekimleri ile elde edilir.
Gerekli tetkiklerin uzman tarafından yapılarak incelemenin sonrasında ise müdahale işlemlerine geçilir. Alt çene geriliği tedavi işlemlerinde ortodontik tedavisinin yanı sıra cerrahi olarak müdahale de gerekli olabilir.
Alt çene tedavi işlemlerinde uygulanacak olan işlemler alt çene gelişiminin yetersizliğine göre farklı olup üst çene gelişiminin fazla olmasına bağlı olarak da değişmektedir. Ayrıca yaşanan sorunun sebepleri de detaylı incelenerek sorunun çözümüne uygun olan işlemler de tercih edilebilmektedir.
Alt çene geriliği yaşayan kişilerde şiddetin yüksek evrede olması sadece görsel olarak hastanın sıkıntı yaşamasına etki etmez. Bunun yanı sıra hastada fizyolojik açısında yaşanan sorunlar ile beraber çiğnemede, soluk almada, diş etlerinde birçok alanda da problemler görülebilir.
Alt çene geriliği probleminin çözümlenmemesi durumunda yaşanan durumlar ile beraber ilerleyen süreçte daha büyük sorunlarında yaşanması gözlemlenebilir. O sebep ile alt çene geriliğinin uzman hekime başvurularak tedavisinin de kısa sürede gerçekleştirilmesi gerekir.
Alt Çene Geriliği Belirtileri Nelerdir?
Alt çene geriliği belirtileri görsel olarak anında fark edilmek ile beraber asıl sebepleri görsel inceleme ile anlaşılamamaktadır.
Çene gerilinin sebepleri de son derece önemlidir. Alt çene geriliği belirtileri genetik sebeplere bağlı olarak görülebilir.
Bunun yanı sıra çocukluk döneminde yaşanan travma ile de alt çene geriliği meydana gelebilir.
Alt çene geriliği nedenleri farklı olmak ile beraber alt çene belirtileri ise genel olarak estetiktir. Alt çene geriliği belirtilerinde kişide nefes almada sorun da yaşanabilmektedir.
Bunun yanı sıra damak derinliği de yaşanabilmektedir.
Alt çene geriliği belirtileri görsel anlamda olmak ile beraber diş eti sorunlarına da sebep olmaktadır.
Alt Çene Geriliği Neden Oluşur?
Alt çene geriliği neden oluşur sorusunda belirtiler farklı sebeplere bağlı olarak yaşanabilir. Çocukluk döneminde yaşanan travmalardan genetik faktörlere kadar değişen sebepler sayılmaktadır.
Mandibulofacial dysostosis, pierre robin sendromu, otomandibular dysostosis, mikrognati gibi sebeplere bağlı olarak alt çene geriliği görülebilmektedir. Bunların yanı sıra doğum sırasında kullanılan forseps sebebi ile de alt çene geriliği görülebilir.
- Mandibulofacial Dysostosis
- Alt çene kondilleri bazı kişilerde çok küçük ya da yoktur. Buna bağlı olarak çiğneme kasları yoktur. Bu tarz durumlarda ise hastalarda derin damak yapısı mevcuttur.
- Otomandibular Dysostosis
- Alt çenenin geride konumlanması sonrasında çenede gelişim bozukluğu ile karşılaşılır. Yüzün iki yarısında farklılık gözlemlenir. Yüzün yarısı diğer yarısına nazaran daha küçük kalmıştır.
- Pierre Robin Sendromu
- Alt çene gelişim yetersizliğine sebep olan pierre robin sendromu ile beraber dilin geriye kaçması, alt çene küçüklüğü ve dudak damak yarığı görülebilir. Pierre robin sendromu nedeni ile havasızlık yaşanması nedeni ile ölümlerde görülebilir. Bu sebeplere bağlı olarak sendromun görünmesi durumunda müdahalenin yapılması gerekir. Konu ile ilgili uzman hekim desteğinin alınması gerekli tedavinin yapılması önemlidir.
- Mikrognati
- Çenenin hem küçük hem de geri olma durumundur. Zor doğumlarda uygulanan forseps uygulaması da neden olabilmektedir. Genetik faktörlerinde etkili olması mümkündür. Mikrognati ile karşılaşılması durumunda hekim desteği alınarak sorunun kısa sürede çözümlenmesi sağlanabilir.
Alt Çene Geriliği Ameliyatı
Alt çene geriliği ameliyatı öncesinde ortodontik işlem uygulanarak dişlerin ideal konuma gelmesi sağlanır. Ameliyat uygulamasında alt çene gelişimin ya da üsttün fazla gelişme sorununa bağlı olarak işlemlere yer verilir.
Tel, vida ya da uygun bazı aparatların kullanılması da gerekebilmektedir. Ameliyat sırasında tüm kesiklerin ağız içinde yapılması nedeni ile estetik açıdan herhangi bir sorun ile karşılaşılmaktadır. Gerekli olan tüm uygulamaların yapılması sonrasında ameliyat sona erer. Tedavide ameliyat öncesinde ve sonrasında da diş teli kullanımına yer açılması da tavsiye edilmektedir.
2. Alt Çene İleriliği
Çene Cerrahisi Uygulamalarının Özellikleri Nelerdir?
Çene cerrahisi operasyonları, hastalarımızın çene kemiği ve çene eklemini hedef alan uygulamalardır. Çene cerrahisi işlemlerimiz, hastalarımızın çene kemiği ve çene eklemi sorunlarına göre şekillenmekte ve hastalarımızın yaşadığı problemleri gidermektedir.
Hastalarımızın çene kemiği ve eklem problemleri tespit edildikten sonra, ameliyat ya da ortodontik tedavi sürecine girilmektedir. Başlangıçta ortodontik tedavi uygulanarak, hastalarımızın diş yapısı düzenlenmekte ve tedavi öncesinde diş dizilimi kontrol altına alınmaktadır.
Çene cerrahisi uygulamalarından sonra, hastalarımızın yeme, içme, konuşma, yutkunma ve çiğneme fonksiyonları sorunsuz şekilde kullanılabilir. Uzmanlarımızın belirlediği operasyon sürecine bağlı olarak, ortalama 6 ay içerisinde çene yapısı normale döner ve cerrahi operasyonun etkileri ortadan kalkar.
Çene Hastalıklarının Belirtileri ve Etkileri Nelerdir?
Çene eklem hastalıklarının bulguları ve hastalarımızın şikâyet ettiği durumlar, aşağıda listeler halinde ele alınmıştır:
- Hastalarımızın yüz şeklinde kaymalar ve orantısızlıklar meydana gelmektedir.
- Çene eklemlerinin açılıp kapanması esnasında, takırtı şeklinde sesler çıkacaktır.
- Çenenin sağa, sola, yukarı ve aşağı yönlü hareketlerinde kısıtlamalar meydana gelir. Normal bir bireyde, alt çene günlük 2 bin defa hareket etmekte ve ağrı gibi herhangi bir sorun oluşmamaktadır.
- Çiğneme ve ısırma esnasında, hastalarımızın zorlanmakta ve ağrı çekmektedir.
- Çene yanlarında, eklemlerde ve ağız çevresinde ağrılar meydana gelir.
- Diş dizilimi, çene yapısının bozukluğuna bağlı olarak dengesiz şekilde gelişmektedir. Diş diziliminin bozulmasına bağlı olarak, ortodontik sorunlar da meydana gelmektedir.
- Ağzı açmada kısıtlılık yaşanmakta ve ağzın açılıp kapanması esnasında ağrılar meydana gelmektedir.
- Hastaların konuşma yetisi, çene cerrahisi problemleri sebebiyle zayıflamaktadır. Hastalarımızın konuşma kabiliyetinin azalması, çene cerrahisi gerekliliklerinin başlıca gereksinimleri arasındadır.
Çene Cerrahisinde Yapılan İşlemler Nelerdir?
Çene cerrahisinde kullanılan işlemler, özellikleriyle birlikte aşağıda sıralanmıştır:
- 20 yaş dişlerinin çürümesi ya da gömülü kalmasına bağlı olarak gelişen cerrahi çekim işlemleri
- Apikal rezeksiyon uygulamaları
- Çene cerrahisindeki kist operasyonları
- Periodontal cerrahi uygulamaları
- Çene kayması tedavileri
- Çene kırılmasına bağlı cerrahi girişimler
- Çene yamukluğu cerrahisi
- Çeneye darbe alınması sonucunda uygulanan cerrahi operasyonlar
- Çene protez uygulamaları
- Alt ve üst çenenin geri itilmesine bağlı operasyonlar
Çene cerrahi işlemleri, ortodonti tedavileriyle eşzamanlı olarak ilerlemektedir. Operasyon sürecinin sonunda, hastaların çene yapısı ve diş dizilimi normal hale gelmektedir.
Çene Cerrahisinde 20 Yaş Dişin Çekimi Nasıl Yapılır?
20’lik dişlerin çekilmesi için çene cerrahisi uzmanlarımızın belirlediği tedavi sürecine uyulması gerekir. Hastalarımızın 20 yaş dişlerindeki sorunlar, çevresel faktörlere, çiğneme sorunlarına, ısırma ve tırnak yeme alışkanlıklarına ya da beslenme ve ağız bakım alışkanlıklarına bağlı olarak gelişmektedir.
Kemik içi ya da dişetindeki bakteriyel sorunlar, 20 yaş dişlerinin çürümesine yol açmaktadır. 20 yaş dişleri, diş dizilimi içerisinde en sağlam köklere sahip dişler olarak nitelendirilir.
Hastalarımızın 20 yaş dişlerinin çürümesi ya da 20 yaş dişlerinin hiç çıkamaması sonucunda dişetine gömülü kalması durumunda, çene cerrahisi işlemlerinden destek alınmaktadır. 20 yaş dişlerinin çekimi için geçerli neden saydığımız etkenler şunlardır:
- 20 yaş dişinin çevresinde hijyen sorununun oluşması ve temizliği engelleyici görev görmesi,
- 20 yaş dişinin çevresinde gelişen kist, lezyon ve benzeri oluşumların, diş yapısına zarar vermesi,
- 20 yaş dişlerinin çevresindeki komşu dişlerin zarar görmesi,
- Çiğneme ve konuşma esnasında zorluk yaşanması,
- 20 yaş dişlerinin, belirli aralıklarla iltihap oluşturması, çene cerrahisiyle diş çekimi yapılmasına yol açmaktadır.
Çene Cerrahisinde Kullanılan Anestezi Türü Nedir?
Çene cerrahisi uygulama adımlarına başlamadan önce, hastalarımıza genel anestezi verilmektedir. Çene cerrahisinde kullanılan teknikler ve uygulamanın süresine bağlı olarak, hastalarımızın operasyonda kalma olanakları zorlaşmaktadır.
Operasyon süresince, hastalarımızın herhangi bir olayı hatırlamaması ve olaylardan etkilenerek travma yaşamaması amacıyla, genel anestezi sonrasında işlemlere başlamaktayız. Çene cerrahisi öncesinde genel anesteziyle uyuşturulan hastalarımız, operasyon sonrasında 1 gün müşahede altında tutulmaktadır.
Anestezinin etkisi geçtikten sonra, hastalarımız taburcu edilir ve ortalama 2 hafta içerisinde, normal hayata dönüş sağlanır. Çene cerrahisinde kullanılan genel anestezi ve sedasyon uygulamaları, hastalarımızın ağrısız ve travmasız şekilde operasyonlarını atlatmalarını sağlamaktadır.
Operasyon sonrasında, hastalarımızın ağrı ve acı eşiği yükseldiğinden ağrı hissi en aza indirilmektedir. Diş hekimi korkusu olan ve uzun süreli operasyonlara alınan hastalarımız, uzmanlarımızın kararına göre, genel anestezi ya da sedasyon ile uyuşturulacaktır. Çene cerrahisinde kullanılan genel anestezi ve sedasyon uygulamalarımız, anestezi uzmanlarımız tarafından kontrol edilmektedir.
Adres
Ataşehir Mh. 8229/1 Sk. A-Blok No:3/1 Çiğli/İzmir
Telefon
+90 (232) 386 40 00
E-Posta
info@egeestetikdis.com